Dikkat ettim de, şu an yaptığım işi 2007 yılında yapıyor olsaydım, yaptıklarımın çeyreğini bile yapamazdım. Hatta yaptığım işi dört beş kişi bir araya gelerek belki anca yapabilirdik. Artık teknoloji o kadar ilerlemiş ki ayak uydurmaya çalışırken tekno insan olmuş çıkmışım. Mesela uyuyacağım zamanı telefonum hatırlatıyor. Eskiden yaz mevsiminde pencere açık uyur sabahları kuşların sesiyle uyanırdım. Artık klima teknolojisiyle evin ısısını ayarlıyorum, dolayısıyla camlarım kapalı olduğu için gerçek kuş sesi duyamıyorum ama canım telefonum sağolsun öyle bir teknolojiye sahip ki uyku durumumu takip ederek beni uykumun hafiflediği anda yavaş yavaş artan kuş cıvıltılarıyla uyandırıyor. Uyumadan önce, uyanırken, uyandıktan sonra teknolojinin tüm nimetlerini kullanıyor olmaktan çok memnunum ama arada ayaklarımı toprağa basmak, kuma gömülmek, deniz suyu yutmak, yosunlardan tiksinmek falan istiyorum. Daha da ilginci farkında olmadan teknoloji bizi verimsizliğe itiyor. Özellikle üretkenlik alanında insanları kötü etkiliyor. Düşünmemize gerek bırakmıyor. Bu nedenle beynimizi çalıştırmıyoruz. Artık tek bir arkadaşımın bile telefon numarasını aklımda tutmuyorum. Artık toplantılarda deftere not almıyorum (telefona ses kaydı yapıyorum). Artık rutin işleri otomasyon programlarıyla hallediyorum ama o kadar çok otomatize ettiğim şey var ki onları kontrol ederek günleri geçiriyorum. Mail yığınları içinde kayboluyorum. Eskiye oranla daha çok iş yapıyor ama verimsiz olmaktan şikayet ediyorum. Kısacası anı kaçırdığımın farkına varıyor ve mutsuzluğa kapılıyorum. Neyse ki hala düşünebilen, aklını kaybetmemiş insanlar arasında yer alıyorum da arada sırada ufak kaçamaklarla insan olduğumu hatırlayıp, kendimi şımartıyorum…