Zamanın kıymetini bilmeden kaybolmuş bir bedenden kendime bakıyorum sadece. Fikrimle zikrim bir değil. Bildiğim sadece üşüyen bir çift el, hızlı çarpan bir kalp, sürekli ağrıyan bir baş ve biraz da göz yaşı var civarımda. Zavallı bir kişiliksizlik ve birazda kötü olma yolunda özentilik var. Çok geç artık bazı şeyleri geri getirmek için. İyi biri olmak için çalışmaktan yorulmuş gibiyim sanki. Bıkmadım ama artık lanetler okuyorum. İstemiyor değilim ama zorundayım artık. Eskisi gibi olmamak adına çalışmalıyım. Tek derdim zaman. Aşk hiç kalır bunun yanında. Yalnızlıksa sadece bir sinek ısırığı şimdi adeta. Zamansız, adım bundan sonra. Anlamsız anlattıklarım geçmişten bu güne. Saat gecenin üçü ve bir gram uyku yok gözlerimde. Bir gram saadet, biraz da mutlu bir sima var çeperlerimde. An, mutluluk dolu her daim. Ötesi yok diye sinirliyim. Şimdim dünyanın en mutlu anı. Beş dakika sonram intihar sebebim. Düşüncesiz oldukça sonsuza kadar varım ama yok ki beni benden alan bir şey. Aklımı çıkarıp kenara bıraksam ne işe yarar ki… vel hasıl yine bir gece yarısı kendimi düşünüp, darlandım içten içten. Ve yine zoraki mutlu insan maskemin altındaki buruşuk yüzü göremedim. Zamanın saniye saniye çizikler attığı bir şimalin var olduğundan eminim ama kendime bile göstermekten çekinirim. Bilirim ki, görürsem, geleceğe dair tüm ümidimi silip atar izlediklerim. Bu ben değilim derim, erir giderim…ben sadece zamanın, aklımın içinden delikler açarak, geride soru işaretleri bırakarak, yaşanmamışlıklar bırakarak geçmesine gücenirim…